02 Nisan 2010

Sinek teli sinek değil arı yakaladı!

Havaların ısınması; üstüne saatlerin ileri alınması açık havada harcanan zamanımızı arttırıyor!
Geçen gün 12 tane fidan çukuru açıp fidanları ektim ki; hala yorgunluğu üzerimde! Tabii bu arada arılara da bakmaya çalışıyorum.
İçeri girdiğimde ise şıp diye gece yarısı oluyor! Bilgisayara bakamıyorum; yazacak şeyler olmasına rağmen yazamıyorum.
Saat 01: 04 uyku saatim çoktan geçti ama ne yapalım bir şeyler yazayım da bloğumuz güncellensin!

Geçen gün Hayati bey fileyle arı verme konusunda bir yazı yazmıştı. Tam o sıralar benimde aklımdan geçen bir uygulamaydı. Oradaki uygulama arılara destek amaçlı yavrulu çerçeve verme yönündeydi; benim amacım ise ana kaybeden kovanın arılarını analı kovana vermek!
………….

Sinek telinin; arı birleştirmelerinde kat arasına konarak hem arıların birbirini öldürmesini engellediğini hem de kokuların karışmasını sağladığı üzere görev yaptığını duymuşuzdur!
Bende 2 yıl önce minik kovanıma arı ilavesi vermek için sinek telinden bir?
mmm ne desem…sinek telinden bir torba kullanmıştım.

Elinizden dikiş gelmesine gerek yok; Hemen sinek telini istediğimiz ebatta kesip kenarına zımba teli geç işlem tamam! Sonrada bu torbayı küçük kovanın üstüne koymuştum!
(tarih 23 mayıs 2008)
Kutuya ilave olarak verdiğim arıya bakacak olursak bir tutam bir şey; cimriliğim tutmuş:) Madem destek olacak biraz daha fazla versene şaşkın:)

………….

Ben Ana arı vermek içinde sinek teli kullanıyorum.Özellikle kullanmıyorum canım! Kafesti tüptü o şeylerden alamadım da ondan:)Elde ne varsa onu kullanıyorum naz yapmıyorum:)

4 nisan 2009 tarihli resim!


Yani geçen yıl; ana kaybeden kovanıma yedek analarımdan birini sinek teline koyarak vermiştim.

Külah içinde. Böyle külahı bir iple sallandırıp ucuna da bir dal parçası çerçevelerin arasına!


Bir gün sonra anayı salmıştım. Arı oldukça kalabalıktı ama anayı kabul etmişlerdi!
…………..

Oraları geç buralara gel… Evet 23 mart 2010 yani 11 gün önce yaptığımız işlem! Hayati beyden gördüğüm üzere gün önceden fermuar alındı (pazardan 1 liraya); Tanıdıktan sinek teli istendi ( bedavaya geldi:) Şu plastik pencerelere takılan yumuşak sinek tellerinden.

Üstün körü teğel ile birkaç deneme yaptım; içine boş çerçeveyi sığdırmak için. Benim fermuarım uzundu ama yinede dar geldi.

Siz siz olun fermuarı daha uzun alın torbanızı da bayaca büyük yapın!


Çalışma sırasında torba ne kadar bol olursa o kadar rahat edersiniz!
Arıları alacağım kovanda yavru yok! Bir gün önceden çerçeve sayısını iyice düşürerek arıların benim istediğim çerçevelerde salkım halinde toplanmalarını sağladım. Bu çerçevelerin özellikle ballı olmasını istedim ki arılar birkaç gün sinek teli torbada kalacak ya aç kalmasınlar !!!

Ertesi sabah üzerinden arılar sarkan bir çerçeveyi binbir zahmetle sinek telinden torbanın içine koydum. Ama nasıl koydum gel bana sor! O yüzden fotoğraf yok!
Bir elle çerçeveyi tutmak bir elle torbayı açıp arıları içine koymak çok zor yardımcınız olsa güzel olur!
Sonrasında arılar torbanın içinde delirmeye başlıyor çerçeveyi neresinden tutacağında bir dert her tarafta arı var ezilecek diye korkuyorsun. Sonra asıl kovanımızın son çerçevesini dışarı çıkararak torbadaki çerçeveyi yine zor zahmet kovana koyduk!
Zor zahmet diyorum çünkü çerçevenin etrafında baya bir sinek teli var; öyle şıp diye kovana gireceğini düşünmeyin!
En sonunda onu da tıkıştırdıktan sonra beklemeye geçiyoruz….
Sürenin 1,5- 2 gün olması gerektiği söylenmişti. Ben dayanamıyorum bir gün yeter!


Sabah erkenden fermuarı açıp arıları kovanın içine yönlendiriyoruz. Sonra yok edilecek kovana dönüp varsa kalan çerçeveyi arılarıyla birlikte sinek teli torbaya alıp aynı işlemleri tekrar ediyoruz ve kovanı yerinden kaldırıyoruz!!! (Kovanı yerinden kaldırmazsak arılar eski kovanlarına döner ya o sebepten)
Sonunda; birleştirme işlemi şükür başarıyla gerçekleşti.

Fermuarı açılıp boşaltılmış bir çerçeve. Kalanlarıda ben silkeledim. Torbanın içinde birkaç tane ölü arı!(büyük ihtimal ezilmeden)
Maşallah onun haricinde ne kovan önünde birbirini çekeleyen arılar nede dışarıya atılan bir ölü arı!

Popo sallayarak yeni kovanlarına giren yaramazlar.

Sinek telinden arılar birbirini öldürür mü? diye aklımda bir çekince vardı. Hala da var!
Bence arılar sinek telinden birbirini rahatça öldürebilir. Belli ki bahar ayları gelince arılarda daha toleranslı oldular ve ellerini kana bulamadılar!!! Ayrıca filedeki çerçevede bal olması iyi bir şey; dışarıdaki arıların dillerini uzatıp içerideki arılardan bal istediğini tahmin edebiliyorum ki; bu da onların birbirine alışma sürecini hızlandırmıştır!!!


Bu arada yorumlara perizin (kaumafos) uygulamasıyla ilgili yeni bir yöntem gelmiş.
Perizin nasıl uygulanır? başlığının altına yazdım. Buraya da yazayım okuyun.
………………
………………
………………
“On çerçeveyi kapsayan arı için önerilen bir defalık dozu 1g, bir mevsimlik dozu ise 2g olarak kabul edelim.

Bir mevsim için gereken ve yeterli olan 2g ilacı, ballı kekin içine homojen bir şekilde karıştırsak; bu keki on çerçevelik arımıza versek; arımız da verdiğimiz keki (daha doğrusu 2g ilacı) yirmi beş gün içinde yese, bitirse nasıl olur?
Bizim tedaviye başladığımız günden başlayarak tedavinin bittiği yirmi beşinci güne kadar kovandaki her bir arı ve son çıkan erkek arılar bile ilacı almış olmaz mı?

Bir kovan için doz hesaplaması kolay. Arı ailelerinin nüfusları ve nüfus artış hızları farklı olduğuna göre hesaplamayı yeniden yapalım:
Toplam on kovanımız var, fakat kovan sayısı önemli değil. Bu on kovanda toplam yetmiş adet “arılı çerçevemiz” var.
Yetmiş adet arılı çerçeveyi, (ilacı tek tek arılar alacağına göre) yedi adet on çerçeveli kovana denk sayalım.
Demek ki, bir mevsim için toplam ilaç ihtiyacımız ilk bakışta (2gram x 7kovan) 14g gibi görülüyor. Keki, yani ilacı vereceğimiz yirmi-yirmi beş günlük tedavi sürecinde arı nüfusunun da artacağını hesaba katarak hazırlayacağımız keke 20g ilaç katarsak uygun doza ulaşmış olmaz mıyız?

Hazırladığımız keki yetmiş adet arılı çerçeveye paylaştırmaya, daha da önemlisi, her kovandaki arıların kendi payına düşen keki aynı sürede (yani yirmi beş günde) yemesini sağlamaya geldi sıra…

Hazırlanan kekin miktarı değil, homojen olması önemlidir. Böylece paylaştırma sırasında, diyelim ki kekin herhangi bir kısmından alacağınız herhangi iki kaşık kek arasında hiçbir bakımdan fark olmayacaktır.”

………………………………

Burada aklımda şöyle bir soru oluştu ki; bizim keklerimiz yumuşak oluyor; arılar birkaç günde ilaçlı keki yiyip bitirebilir!!!

İkincisi; kullanma kılavuzunda sulandırılmış ilacı bir hafta sonraki uygulamada kullanabilirsiniz etkinliği bir hafta geçerlidir diyor ama..
İlacı keke katınca; şeker- bal ikilisi bir ay boyunca ilacın etkinliğini ne şekilde etkiler bunu bilemiyorum!

3 yorum:

kamil35 dedi ki...

Merhaba Demet Hanım,
Sinek teli kullanarak arı takviyesi ya da birleştirme fikri çok güzel... Benim de aklıma yattı. Plastik sinek teli... arıların bu teli çok kısa zamanda
(3-4 saat gibi bir süre) deldiğine şahit oldum. Sizden kopya çekerek bu sistemin farklı bir versiyonunu metal telle gerçekleştirmeyi planlıyorum. Çalışmalarımı bloğumda yayınlayacağım. Saygılarımla...

Taşkın ÖZŞAHİN dedi ki...

demet hanım
sinek teli uygulaması yararlı bir yontem diyeceğimzi yok
fakat
takviye için kapalı arı için her zaman sinek teline ihtiyacımzı yok
arıaları silkeleyip arısız olarak diğer kovana verebiliriz
çerçevede arı olmadığından kokuya gerek kalmıyor
ana vermede bu yontem kullanılabilir
denemede yarar var
bu uygulamalar arıcının keyfine kalmış işlemler
uygularda uygulamazda
başrılar

d.m.t dedi ki...

Kamil bey selamlar;
Sinek telini kemirebilirler ben de aynı şeyi düşünüyorum. Şimdilik kemirmediler o ayrı!
Hadi bakalım sizde metalle yapın:)

Taşkın bey;
Elbette kapalı yavru için fileye koymaya gerek yok!
Ben bu aralar dediğinizi yapıyorum; arıları silkeleyip kapalı yavruları güçlü kovanlardan zayıf kovanlara veriyorum.

Bahar zamanı kapalı çerçeveleri; hafif silkeleyip arısıyla birlikte diğer kovanlara verildiğinde sorunsuz kabul ettiklerini görmüştüm. Ama ben korkuyorum o yüzden arılı takviye yapmıyorum.

Burada kovan anasızlıktan yok olup gidecekti; diğer kovanın anasına zarar versinler de istemiyorum. Sütten ağzım yanmış zaten! Şükür birleştiler:)

Siz çok yaşayın emi! Elbette bunlar arıcının keyfine kalmış; ister uygular ister uygulamaz:)

Şu ana kadar uygulamadığım ve ufukta uygulama ihtimalim olmayan o kadar çok şeyi öğrenmişim ki! Hala da öğrenmeye devam ediyorum…
Hani “Bil de yapma” derler ya! Bizim aklımızda bulunsun da yapmayalım!

Kolay gelsin; sağlıcakla kalın!