30 Haziran 2010

Yalancı Portakal

Dün çiçekçiye uğradım ne var ne yok diye!Bu aralar uğrayamamıştım.
“Nerelerdesiniz? Geç kaldınız; biz sezonu bitirdik” demesin mi? (Çok sık uğradığım için tanışıyoruz kendileriyle:)
Bütün çiçekleri ya satmışlar yada sıcaktan öbür tarafa gitmiş çiçekler! Satıştaki gülleri son olarak budayıp; pazar günü denize gidiyorlarmış:)

Durun yahu! dedim. Siz sezonu bitirdiniz ama bana henüz yeni başlıyor ! Daha yazın geldiğini bile doğru düzgün anlamadım ben!
...........................
...........................
...........................
Bu yıl hava güzel gitti, bahar yağışlıydı. Kırlarda çiçekler vardı ki ; arılar bahar balı topladılar. Her yıl böyle olmuyor. Çok şükür 2 oğulla bahar dönemini atlattık.

Bölme yapmak kesinlikle istemediğim bir şey; bu yüzden bazılarına 2. ballıkları koydum.

İyi ki ;önceki senelerden kendi yaptığım ballıklar vardı. Ama çerçevelerim yetersiz kaldı.
Bende çerçeve arayışına girdim.
Geçen sene bir abimiz hatır için bana da çerçeve yapmıştı sağolsun. Bu yıl oldukça meşgul!
Rahatsız etmek istemedim açıkçası; ayıp olurdu.

Forumlar bloglar ne işe yarıyor? Her gün yeni bir şeyler okuyoruz:Kovan yapılır çerçeve yapılır diye. Bende öyle yaptım. Çerçeve sipariş ettim. Çerçeve ölçüleri adres falan filan verdik. Elbette önce parayı yatırmanız lazım. Cimri değilim ama ; 3 kuruş para için bankaya 10 lira havale parası vermek inanın sinirime dokundu.

Eğer posta havalesi olsaydı 4 lira ücret ödeyecektim. Parayı mektupla gönderseydim 1 liraya giderdi herhalde. Ama şimdi insanlar illaki bankayla iş yapıyor. Bankalarda sizi sömürüyor. Eee bedava hizmet yok öyle!
Bereket versin kargo firmasıyla anlaşmaları varmışta 8 lira gibi bir şey tuttu kargo.



Çerçeveler geldi ama alt çıtaları da bana ıslak gibi geldi. İlkin onları ızgara gibi dizip bir hafta kurutmaya çalıştım.Belki birşey olmayacak ama!



Sonrasında koli bandıyla sarıp gölgede biraz daha kuruttum.

Çoğu zaman kereste yada tahta aldığımız zaman ıslak ağacı biçip verirler. Senin 3-4 metrelik kalası ızgaralı dizmeye imkanın olmaz. Ya onları üst üste dizer tahtanın küflenmesine sebep olursun yada dağınık bırakır tahtanın atmasına sebep olursun. Bu yüzden tahtanın atması bende fobi olmuş. Hatta geçen gün araba garajı için çam kerestesi aldıkta hala kurumasını bekliyoruz.



Neyse bu arada çerçeveleri çakmaya da elim varmıyor bir türlü.



20 gün sonra nihayet vakit bulup çakabildim. Çok güzel oldular. Daha önce ıhlamur çerçevem olmamıştı. Çivi çok yumuşak şekilde tahtaya giriyor. Ama aynı şekilde çivi rahatça sökülüp çerçeve gevşer mi bilemiyorum.
Örneğin karaağaca çivi çok zor girer. Karaağaçtan biçilen bir kalasa çakın çiviyi sonrada sökmeye çalışın; sökebiliyor musunuz bakalım?:)
Telleme petekleme falan derken çerçeveleri tamamlayıp kovanların eksikleri kapadım inşallah!



Yaklaşık bir ay önce aşırı sıcaklar geldi. 40 küsür derece olmuştur hava!Baharda bize bal veren bitki örtüsü haşlandı gitti. Geçmiş olsun! Sonrasında birkaç haftadır kapalı ve serin; zaman zaman yağmurlu bir hava!

Buğdaylar biçime gelmesine rağmen biçemedik. Bekliyoruz bakalım. Ayçiçek tarlaları bir iki gündür açmış. Tarlaya su basıpta buğdayın çürüdüğü yerlerde geçen seneden dökülen ayçiçekler çıkmış ve onlarda çiçek açmış! ! Arılar hararetli şekilde çalışıyor. Kimi zamanda bugün olduğu gibi sağanak yağmura yakalanıyorlar. Yağmur ayçiçeklerin nektarını yıkar mı ?

Güneşli hava ve yağmur yağıyor!

Sonrasında gökkuşağı!
........................
.......................
Geçen yıl; uslu arılardan bende alıp denemek istiyordum! Nasip olmadı.
Ama Allah için söylemek gerekirse maşallah benim kızlar bu yıl beni bir kere bile sokmadı. (dilimi ısırıyorum) Oldukça uslular. Havadan mıdır? Sudan mıdır bilemedim! Gerçi; maskem her daim üzerimde, ama olsun yinede uslular:)

Sağda solda nektar olsa bile bölmeler kendine bakamıyor! Ama ben onlara bakarım.

Geçen yıldan kalan petek ballar besleme kutularına.

Sonuçta bal da sizin, arı da! Kaybedilen birşey yok!

Gelsin yavrular!Yavru demişken; polen kutularına bu günlerde yoğun varroa dökülüyor! Bazıları "kovanımda bir tek varroa yok" diyor ya; bende var açıkçası.
Erkek yavrular çıkınca kovanlarda varroa patlaması yaşandığı bir gerçek!Ayçiçekler de hayırlısıyla gelip geçsin mücadeleye başlarız inşallah!

Bu maklora yada yalancı portakal ağacı ! Görüntüler Mayıs ayının sonundan!

Abim bunun tohumunu okuldan getirmişti. İTÜ Ayazağa kampüsünden. O zaman adını bilmiyordum. Böyle portakal büyüklüğünde top gibi bir meyvesi vardı. Ben onları ektim. Fideler çıktı. Sonrasında fidelerim ağaç oldu. 7 tane ağacım var. İlk olarak geçen yıl birkaç çiçek açtı. Ama bu yıl tam anlamıyla açtı. Arılar bu değişik çiçekleri çok sevdi. Sarı polen alıyorlar.

Yeşili ve yaprağı çok güzel bir ağaç. Bir kusuru çok acayip dikenleri var. Elinize daldı mı canınız çekiliyor:)

Uzaktan görünümleri bu şekil.

Kediler bazı ağaçları tırmalamayı çok sever! Yalancı portakalıda fena halde tırmalıyorlar. Bende genç ağaçların gövdesine çuval doluyorum. Böylece o ağacı tırmalamaktan vaz geçiyorlar:)Yoksa ağaca tırmıklarıyla zarar verebilirler!

Yine geçen yıl aldığım bu sarmaşık çiçek açtı ki; illaki göstermem lazım.


Çok özenle yaratılmış kırmızı beyaz bir çiçek!Kışın yaprak döktü; bende onu iyi bir budadım:) Ve şimdi çiçek açtı. Adı Clerodendrum Thomsoniae. Naz yapmayan ışığı seven fevkalade zarif bir çiçek...